King’s’ten araştırmacılar, düşük çinko alımı ile gastrointestinal sistem sağlığı arasında, dünya nüfusunun çinko eksikliği olan üçte biri için potansiyel etkileri olan bir ilişki buldular.
Nature Communications dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, iltihaplı bağırsak hastalığı (IBD) gibi bir dizi bağırsak rahatsızlığının önlenmesi ve tedavisinde önemli mikro besin maddesi çinko ile bağırsaktaki bir sensör protein arasında bağlantı olduğunu ortaya koydu.
Profesör Christer Hogstrand, insan kök hücrelerinden ve farelerden ‘mini bağırsaklar’ yaratan uluslararası bir ekibe liderlik etti. Çinkonun ve vücudun bağırsaktaki besinlere, ilaçlara ve toksik maddelere tepki vermesine yardımcı olan ‘Aril Hidrokarbon Reseptörü’ (AHR) adlı bir sensörün rolünü araştırdılar. Çinko ve brokoli gibi turpgillerden elde edilen ve AHR’yi uyaran bir kimyasal içeren bir diyetle beslenen farelerde İBH neredeyse tamamen hafifledi. Buna karşılık, çinko eksikliği olan bir diyetle beslenen fareler AHR aktivasyonundan hiçbir fayda görmedi.
Guts UK tarafından finanse edilen araştırma, dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinde çinko eksikliği olduğunu ve bu oranın, besinsel olarak mevcut çinko kaynakları açısından zayıf olan bitkisel gıdaların ağırlıklı olduğu ülkelerde en yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu keşif, özellikle turpgil sebzelerde bol miktarda bulunan AHR’yi uyaran çinko ve bitki kaynaklı biyoaktif bileşiklerle diyet takviyesi yoluyla IBH’yi (İltihabi Bağırsak Hastalıkları) yönetmek için yeni seçenekler sunuyor.
Et ve deniz ürünleri çinkonun en iyi besinsel kaynaklarıdır, ancak küresel yoksulluk, sürdürülebilirlik sorunları ve hayvan refahı kaygıları gezegenin nüfusunu hayvan temelli diyetlerden uzaklaştırıp bitki temelli gıdalara yöneltmektedir. Bu nedenle, bu kritik öneme sahip mikro besin maddesinin yetersiz alımını önlemek için yeterli çinko tedarikinin sağlanması gerekmektedir.”
Profesör Christer Hogstrand, Moleküler Ekotoksikoloji Profesörü
Bağırsakların işlevlerinden biri de bakteriler, mantarlar, virüsler ve diğer potansiyel olarak zararlı ajanlar için bir bariyer görevi görmektir. Bağırsağın iç tabakası, ‘sıkı bağlantılar’ ile mühürlenmiş ince bir hücre kaplaması içerir. Bazen bu sıkı bağlantılar gevşeyebilir ve bağırsak daha gözenekli hale gelerek ‘sızdıran bağırsak’ veya İBH’yi tetikleyebilir. Bunu önlemek için, diyetimizdeki belirli maddeler AHR’ye bağlanır ve AHR daha sonra bağırsağı sağlıklı tutmak ve iltihaplanma ve İBH’ye karşı korumak için hücre ‘sıkı bağlantıları’ ve bağışıklık sistemi ile iletişim kurar. Yeni araştırma, AHR’nin bunu temel mineral çinkonun hücrelere girmesine izin vererek yaptığını ve bunun da ‘sıkı bağlantıların’ sızdırmazlığını artırdığını gösteriyor.
İki tür İBH vardır: Crohn Hastalığı ve ülseratif kolit. Bu hastalıklar sindirim sisteminin iç yüzeyinin tahriş olup şişmesiyle ortaya çıkar ve karın ağrısı, ishal ve kanama gibi şikâyetlere neden olur. Sızdıran bağırsak, sindirim sistemi hasar gördüğünde ve bağırsak artık zararlı maddelere karşı koruma sağlamadığında meydana gelir. Bu durum iltihaplanma, diğer organlarda hasar ve dolayısıyla çok sayıda hastalık için önemli bir faktördür.
Sonuçların ardından araştırmacılar bu tedavinin etkinliğini insan çalışmalarında test etmeyi planlıyor.
Kaynak: https://www.kcl.ac.uk/news/zinc-has-a-key-role-in-inflammatory-bowel-disease-and-leaky-gut