Kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. Ağızdan anüse kadar sindirim sisteminin herhangi bir bölümünde veya aynı anda birkaç farklı bölümde aralıklı iltihaplar ile kendini gösterir.
2. Benim Crohn ile Tanışmam ve Bendeki Belirtiler
2010 yılı Ağustos ayında bel tutulumu ile başladı. Daha önce bel fıtığından ameliyat geçirdiğimden yine tekrarladı sanıp doktorumla da görüşerek ağrı kesici almaya başladım. İlaçlar hiç fayda etmediği gibi el ve ayak eklemlerime ve omuzlarıma atlamıştı. Zor yürüyordum, resmen yatak döşek yatıyor, sağdan sola zor dönüyordum. Kendimi çok halsiz ve yorgun hissediyordum. Çeşit çeşit ağrı kesici ve kas gevşeticiler bana mısın demiyordu. Bu arada bağırsaklarım da bozulmuştu. Bazen ishal, bazen çok az miktarda çıkabiliyordum. Neticede kendimi 9 Eylül Eğitim ve Araştırma Hastanesinde buldum. Romatoloji bölümü profesörlerinden Prof. Dr. Servet Akar Hanım, çok detaylı muayenesi ve soruları (dışkılamadaki farklılaşma vs) sonrası, beni gastroenteroloji bölümüne sevk etti. Yapılan tahlil ve tetkiklerden sonra, sedimantasyon 60 mm/h, CRP 0,726 mg/dL idi. Endoskopi ve kolonoskopi neticesinde tanı “Terminal İleit (Crohn?)” idi. Bu soru işaretli tanı, bana, çok kullandığım ağrı kesicilerden olduğunu düşündürdü. 2010 yılı sonunda, ilaç sevmediğim konusunda benim de fikrim alınarak, romatoloji ve gastroenteroloji doktorunun ortak kararı ile SALAZOPYRİN 2×3 olarak başlandı. Her 3 ayda bir kan tetkiklerim kontrol edildi. Bir yıl çiğ sebze ve meyve tüketmedim.
3. Karatay Diyeti ile Tanışmam
Bu arada ben de boş durmadım. Kişisel merakım ve ‘Neden başım ağrıdı, neden nezle oldum, neden crohn oldum’ gibi sorgulamalarım sonucunda arayışlara girdim. 2012’de Prof. Dr. Canan Karatay’ın Bilimsel Gerçeklerle Kilo Vermenin ABC’si kitabını okudum. Kilo sorunum hiç yoktu ama şeker ve çikolatayı, pasta böreği, yapmayı ve yemeği çok seviyordum. Daha sonra Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitabını aynen ders çalışır gibi notlar tutarak okudum. İkinci kitabın 87. sayfasında kronik bağırsak hastalıklarından CROHN HASTALIĞI ve ÜLSARATİF KOLİT riskinin artması, eklem ve tendonların hassaslaşması, kronik artirit hastalıklarının nedeni olarak şeker ve şekerle yapılan tatlıların neden olduğunu öğrendim. Bağırsak florasının nasıl bozulduğunu, enflamasyonların nasıl oluştuğunu öğrendim.
2013 başlarında Sağlıklı Yaşıyoruz sayfasını bir gazete haberiyle buldum. Eşimin de Datçalı oluşu ilgimi artırdı. Sevgili Okan Bey ve Nurçin Hanım’ı takip etmeye başladım. Çağlar çiftinin deneyimlerinden faydalanarak Karatay Sağlıklı Yaşamı’na başladım. Önce mutfağımı düzenledim. Torbalarca pakete girmiş ürünler (herkesin evinde olduğu gibi) şeker, un, pirinç kaldırıldı. Yemediğim zararlı besinler misafirlerime de ikram edilmedi. Herkes çok şaşırıyordu, orada burada çikolatalar, bonbonlar, kurabiyeler, pasta börekler yok olmuştu. Öğrendiğim güzel bilgileri onlara da anlatıyordum. Hep karnım tok dolaşmanın mutluluğunu keşfettim, eklemlerimde ağrım kalmadı.
D vitaminim 126 ng/ml, B12 vitaminim 1430’larda. Omega 3′ ü muntazam olarak, günde 3 gr. olacak şekilde alıyorum. Doktor kontrolünde azalan dozlarda ilacımı içtim. Üç aylık romatoloji kontrollerimi yaptırdım ve neticede Salazoprin’den de doktor kontrolünde kurtuldum.
Haziran 2014’te tekrar endoskopi ve kolonoskopi yapıldı. Crohn’un mevcut olduğu ancak aktifleşmediği tespit edildi. Bu kez BUDENOFALK 3 mg 3×1 dozunda verildi. Bana kalsa o da gereksizdi çünkü kendimi çok iyi hissediyordum. “Kullan, üç ay sonra kontrole gel.” deyince istemeye istemeye içtim. Kontrole gittiğimde her seferinde söylediğim gibi, yine mutfağımı değiştirdiğimi, un ve unlu mamüller ile şekeri hayatımdan çıkardığımı söyledim. Zaten doktorum, D vitamini, B12 vitamini ve Omega 3 kullandığımı biliyordu. Muayeneden sonra artık ilacı bırakmamı ve D vitaminini yüksek tutmamı, Omega 3 alımına ve sağlıklı beslenmeme devam etmemi, bir yıl sonra kontrole gelmemi söyledi.
Daha ne olsun ilaçsız bütün klinik bulgulardan kurtularak sağlıklı yaşamak ne güzel.
4. Bu hastalığı yenmek için nelere dikkat ettim?
Kesinlikle şeker ve şekere dönüşen gıdalardan uzak kaldım.
Un ve unlu mamüllerden asla tüketmemedim.
Bulguru sadece dolmalarda, her zamankinden az olacak şekilde kullandım.
İşlenmiş endüstriyel ürünler yemedim.
D vitaminini 100 ve üzeri değere, B12 vitaminini 1000 üzerine çıkardım.
Sağlıklı yağlardan, köy tereyağı ve soğuk sıkım zeytinyağını bolca tükettim.
Günde 3 gram Omega 3 kullandım.
Fermente gıda tüketimini (ev yoğurdu, kefir ve bol bol turşu) arttırdım. Bağırsak florasını güçlendirmekle, enflamasyonu azaltmış, hatta yok etmiş oldum.
Benim yaşadığım deneyimlerim, umarım pek çok arkadaşa fayda sağlar.
ÖNCE SAYIN PROF. DR. CANAN KARATAY’A SONRA DA BİZLERE DENEYİMLERİ İLE YOL GÖSTEREN SEVGİLİ ÇAĞLAR AİLESİNE SONSUZ TEŞEKKÜRLER.
Cevher Meltem
_______________________________________________________________________________________________________________
Nurçin İZGİ ÇAĞLAR