Ülseratif Kolit ve bağırsak hastalıkları

Beyin Bağırsak Diyalogu

0 38

ANTONINA MIKOCKA-WALUS

Bu ilişki etrafındaki son keşifler, konuşma terapisini ve antidepresanları kronik bağırsak problemlerinin semptomları için olası tedaviler olarak kullanmayı düşünmemizi sağladı. Amaç, beyne arızalı bağırsağı onarmasını söyleyerek iki organ arasındaki konuşmaya müdahale etmektir.

Araştırmamız, konuşma terapisinin depresyonu ve gastrointestinal rahatsızlıkları olan hastaların yaşam kalitesini iyileştirebileceğini buldu . Antidepresanlar ayrıca hem bağırsak hastalığının seyri hem de eşlik eden anksiyete ve depresyon üzerinde faydalı bir etkiye sahip olabilir.

Gastrointestinal durumlar nelerdir?

Gastrointestinal rahatsızlıklar inanılmaz derecede yaygındır. Yetişkinlerin ve ergenlerin yaklaşık yüzde 20’si, karın rahatsızlığı veya ağrının bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliklerle el ele gittiği bir bozukluk olan irritabl bağırsak sendromundan (IBS) muzdariptir. Bunlar, kronik ishal ve kabızlığı veya ikisinin bir karışımını içerebilir.

IBS sözde fonksiyonel bir bozukluktur, çünkü semptomları zayıflatıcı olsa da bağırsakta görünür patolojik değişiklikler yoktur. Bu nedenle, spesifik tanı testleri veya prosedürlerinden ziyade semptomlara göre teşhis konur.

Bu, bağışıklık sisteminin normal bağırsak bakterilerine abartılı bir şekilde tepki verdiği bir durum olan inflamatuar bağırsak hastalığına (IBD) aykırıdır. İnflamatuar barsak hastalığı kanama, ishal, kilo kaybı ve anemi (demir eksikliği) ile ilişkilidir ve ölüm nedeni olabilir. Buna organik bağırsak hastalığı denir çünkü bağırsak zarındaki iltihaplanmanın neden olduğu açık patolojik değişiklikleri görebiliriz.

İnflamatuar bağırsak hastalığının alt tipleri, Crohn hastalığı ve ülseratif kolittir. Dünya çapında yaklaşık beş milyon insan ve Avustralya’da 75.000’den fazla insan bu durumla yaşıyor.

Bağırsak rahatsızlığı olan kişilerin tuvaleti günde 20 ila 30 kez kullanmaları gerekebilir. Ayrıca ailelerini ve sosyal yaşamlarını, eğitimlerini, kariyerlerini ve seyahat etme becerilerini etkileyebilecek büyük acılar çekiyorlar.

Birçoğu, hastalığın hayatlarını değiştirme biçimine tepki olarak kaygı ve depresyon yaşar. Ancak araştırmalar, anksiyete ve depresyonu olanların bağırsak bozuklukları geliştirme olasılığının daha yüksek olduğunu da öne sürüyor. Bu, beyin-bağırsak etkileşimlerinin önemli bir kanıtıdır.

Beyin bağırsaklarla nasıl konuşur?

Beyin ve bağırsak, sinirsel, hormonal ve immünolojik mesajlardan oluşan bir ağ aracılığıyla sürekli olarak birbirleriyle konuşur. Ancak bu sağlıklı iletişim, strese girdiğimizde veya bağırsaklarımızda kronik inflamasyon geliştiğinde bozulabilir.

Stres, bağırsakta yaşayan bakteri türünü etkileyerek bağırsak floramızı daha az çeşitli ve muhtemelen zararlı bakteriler için daha çekici hale getirebilir. Ayrıca bağırsaktaki iltihaba ve enfeksiyona karşı savunmasızlığı artırabilir .

Kronik bağırsak iltihabı, olumlu duygulara duyarlılığımızı azaltabilir. İnflamatuar bağırsak hastalığı gibi durumlarla hasta olduğumuzda, beyinlerimiz , sinir sinyalleri arasındaki bağlantıları değiştiren, nöroplastisite adı verilen bir süreçle yeniden kablolanır .

Anksiyete ve depresyon, kronik bağırsak sorunları yaşayan kişilerde yaygındır. İnflamatuar bağırsak hastalığı ile yaşayanların yaklaşık yüzde 20’si, uzun süre endişeli veya keyfisiz hissettiğini bildirmektedir . Hastalıkları alevlendiğinde bu oran yüzde 60’ı geçebiliyor.

İlginç bir şekilde, dokuz yıl boyunca inflamatuar bağırsak hastalığı ile yaşayan 2.007 kişiyi gözlemlediğimiz yakın tarihli büyük bir çalışmada , depresyon veya anksiyete semptomları ile zaman içindeki hastalık aktivitesi arasında güçlü bir ilişki bulduk. Bu nedenle, anksiyete ve depresyon, inflamatuar bağırsak hastalığının semptomlarını uzun vadede daha da kötüleştirebilir.

O zaman kronik bağırsak sorunları olanlara psikolojik tedavi önermek mantıklı geliyor. Ancak böyle bir tedavi aynı zamanda bağırsak sağlığına da fayda sağlar mı?

Enflamatuar barsak hastalığı

Bizim uyguladığımız yeni bir çalışmada 14 deneme ve 1196 katılımcıdan kombine veriler enflamatuar barsak hastalığı için konuşma terapisi etkilerini inceledik. İnsanlara yardımcı olmayan düşünme tarzlarını ve sorunlu davranışları belirlemeyi ve değiştirmeyi öğretmeye odaklanan konuşma terapisinin – özellikle bilişsel davranışçı terapinin (BDT) – inflamatuar bağırsak hastalığı olan kişilerde depresyon ve yaşam kalitesi üzerinde kısa vadeli yararlı etkileri olabileceğini gösterdik.

Ancak bağırsak hastalığı aktivitesinde herhangi bir gelişme gözlemlemedik. Bu, birkaç nedenden dolayı olabilir. İnflamatuar barsak hastalığını steroidler gibi güçlü antiinflamatuar ilaçlarla bile tedavi etmek zordur, bu nedenle konuşma terapisi yeterince güçlü olmayabilir.

Konuşma terapisi, yalnızca hastalıklarında alevlenme yaşayan insanlara önerildiğinde yardımcı olabilir. İncelememize dahil edilen çalışmaların çoğu remisyondaki kişilerdi, bu nedenle konuşma terapisinin alevlenenlere yardımcı olup olmayacağını bilmiyoruz.

Öte yandan, 15 çalışmayı içeren son derlememizde, antidepresanların inflamatuar barsak hastalığı, anksiyete ve depresyon üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu gösterdik. Bu derlemedeki çalışmaların az sayıda ve büyük ölçüde gözlemsel olduğuna dikkat etmek önemlidir; bu, antidepresanların semptomlarda azalmaya neden olduğunu kanıtlamaktan ziyade semptomlar ve antidepresan kullanımı arasındaki ilişkileri gösterdiği anlamına gelir.

Huzursuz bağırsak sendromu

İrritabl bağırsak sendromu söz konusu olduğunda, çalışmalar daha kesindir. 32 denemeyi birleştiren bir meta-analize göre , hem konuşma terapisi hem de antidepresanlar , hastalıkta bağırsak semptomlarını iyileştiriyor. Bu meta-analizde yapılan 48 denemeyi içeren yakın tarihli bir güncelleme , bu sonucu daha da doğruladı.

Çalışmalar, plasebo alan gruptaki yüzde 35’e kıyasla, antidepresan alanların yüzde 56’sında ishal ve kabızlık gibi semptomların düzeldiğini gösterdi. Karın ağrısı, plasebo grubundakilerin yüzde 27’sine kıyasla, antidepresan alanların yaklaşık yüzde 52’sinde önemli ölçüde düzeldi.

Normal tedavi gibi başka bir müdahale alan kontrol grubundaki yaklaşık yüzde 24’e kıyasla, psikolojik tedavi alan hastaların yaklaşık yüzde 48’inde semptomlar da düzeldi. Kontrol grubundaki yüzde 36’ya kıyasla, bilişsel davranışçı terapi gören kişilerin yüzde 59’unda IBS semptomları düzeldi.

Stres yönetimi ve gevşemenin etkisiz olduğu bulundu. İlginç bir şekilde, hipnoterapi, kontrol terapisi katılımcılarının yüzde 23’üne kıyasla yüzde 45’inde bağırsak semptomları için de etkili bulundu.

Şimdi ne var?

İnflamatuvar barsak hastalığının semptomları için konuşma terapisinin ve antidepresanların rolünü araştıran daha iyi çalışmaların yapılması gerekmektedir. Hangi hastaların fayda görebileceğini birkaç yıl içinde bilmeliyiz.

Bu arada, doktorların irritabl bağırsak sendromlu hastaları konuşma terapisi ve antidepresanlar için sevk etmeyi düşünmeleri için yeterli kanıt var.

Antonina Mikocka-Walus , Sağlık Psikolojisinde Kıdemli Öğretim Görevlisi, Deakin Üniversitesi .

Bu makale ilk olarak The Conversation tarafından yayınlanmıştır  . Orijinal makaleyi okuyun .

Kaynak: https://www.sciencealert.com/how-your-brain-and-gut-can-help-each-other

Çeviri: Crohn Tedavisi Çeviri Ekibi.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.