İçindekiler
- İnflamatuar bağırsak hastalığı ( İBH) olan kişilerde nörodejeneratif bir durum olan Parkinson hastalığına yakalanma riski artmaktadır.
- Bağırsak mikrobiyomunun bozulması her iki durumun da bir özelliğidir, ancak uzmanlar bu bağırsak disbiyozunun iki hastalık arasındaki bağlantının altında yatıp yatmadığını bilmemektedir.
- İBH ve Parkinson hastalığı olan kişilerin mikrobiyomlarını karşılaştıran yeni bir çalışma, her iki hastalığa sahip kişilerin de benzer faydalı bakteri türlerinde azalma olduğunu ortaya koymuştur.
- Bulgular, enflamasyonu azaltmak için mikrobiyomu hedef alan tedavilerin İBH’li kişilerde Parkinson riskini azaltabileceğini düşündürmektedir.
İnflamatuar bağırsak hastalığı ( İBH) dünya çapında yaklaşık 5 milyon kişiyi etkilemektedir. İlaçlar ve diyet değişiklikleri ile hafifletilebilen bir dizi gastrointestinal ve diğer semptomlara neden olur.
Çeşitli çalışmalar, İBH’nin bir kişinin nörodejeneratif bir bozukluk olan Parkinson hastalığına yakalanma riskini artırabileceğini öne sürmüştür. Çalışmaların bir meta-analizi Parkinson riskinin İBH’li kişilerde bu rahatsızlığı olmayanlara göre %41 daha yüksek olduğunu bulmuştur.
Bağırsak iltihabı hem İBH’de hem de Parkinson hastalığında yaygındır. Ve uzmanlar bu bağırsak iltihabındaki faktörlerden birinin disbiyoz veya bağırsak mikrobiyomunun bozulması olduğuna inanıyor – gastrointestinal (GI) kanalda yaşayan büyük mikroorganizma popülasyonu.
IBD ve Parkinson hastalarının bağırsak mikrobiyomlarını analiz eden yeni bir çalışma, bu kişilerin sağlıklı insanların mikrobiyomlarından bazı farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. En dikkat çekici olanı, IBD veya Parkinson hastalarının, bağışıklık sisteminin aktivitesini modüle eden moleküller olan kısa zincirli yağ asitleri üreten bakteri sayılarının büyük ölçüde azalmış olmasıdır.
Florida Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından yapılan araştırma npj Parkinson’s disease dergisinde yayımlandı.
“Bu çalışma, IBD’li ve Parkinson’lu kişilerin bağırsak mikrobiyomu arasında ilk kez doğrudan bir karşılaştırma yapıldığı için ilginç bir çalışmadır. Bu çalışma, önceki çalışmalardan ortaya çıkan tabloya katkıda bulunmaktadır.”
Çalışmada yer almayan Parkinson’s UK Araştırma İletişim Lideri Katherine Fletcher
Bağırsak mikrobiyomunun IBD ve Parkinson’daki rolü
Çalışmanın yazarlarından biri olan Parkinson Vakfı tıbbi danışmanı ve UF Health Norman Fixel Nörolojik Hastalıklar Enstitüsü direktörü Michael S. Okun Medical News Today‘e şunları söyledi:
“Bu çalışma, insan Parkinson ve inflamatuar bağırsak hastalığı mikrobiyomunun potansiyel benzersiz özelliklerini tanımladı ve ayrıca gastrointestinal sistemde neler olup bittiğine ışık tutmak için bağırsak ‘metagenomlarını’ kullandı.”
Mikrobiyomun iki hastalık arasındaki epidemiyolojik bağlantıları açıklamaya yardımcı olup olamayacağını belirlemek önemliydi. Bunun için, 54 Parkinson hastası, 26 IBH hastası ve 16 sağlıklı kontrol bireyini işe aldılar. Hepsinin yaşı 40 ila 80 arasındaydı, ancak Parkinson hastaları ortalama olarak daha yaşlıydı.
Tüm çalışma katılımcıları analiz için dışkı örnekleri sağlamıştır. Araştırmacılar bu dışkı örneklerinde bulunan bakterileri metagenomicsTrusted Source kullanarak tanımlamıştır. Karşılaştırma için araştırmacılar ayrıca 490 Parkinson hastalığı ve 234 kontrol örneğinden elde edilen büyük açık erişimli metagenomik veri kümelerini de analiz etmiştir.
Bağırsak mikrobiyomunun IBD ve Parkinson’daki rolü
Çalışmanın yazarlarından biri olan Parkinson Vakfı tıbbi danışmanı ve UF Health Norman Fixel Nörolojik Hastalıklar Enstitüsü direktörü Michael S. Okun Medical News Today’e şunları söyledi:
“Bu çalışma, insan Parkinson ve inflamatuar bağırsak hastalığı mikrobiyomunun potansiyel benzersiz özelliklerini tanımladı ve ayrıca gastrointestinal sistemde neler olup bittiğine ışık tutmak için bağırsak ‘metagenomlarını’ kullandı.”
Mikrobiyomun iki hastalık arasındaki epidemiyolojik bağlantıları açıklamaya yardımcı olup olamayacağını belirlemek için, 54 Parkinson hastası, 26 IBD hastası ve 16 sağlıklı kontrol bireyini işe aldılar. Hepsinin yaşı 40 ila 80 arasındaydı, ancak Parkinson hastaları ortalama olarak daha yaşlıydı.
Parkinson ve IBD’de daha az kısa zincirli yağ asidi üreten bakteri
Hem Parkinson hastalığı hem de IBD’si olan kişilerde, kısa zincirli yağ asidi üreten birkaç önemli tür tükenmiştir. Ayrıca SCFA sentez yolları da azalmıştır.
“Kısa zincirli yağ asidi (SCFA) üreten bakterilerdeki azalma en ilginç bulgulardan biriydi. Ayrıca, tüm veri setlerinde inflamatuar bağırsak hastalığı ve Parkinson arasındaki en çarpıcı benzerlik, benzer organizmalardaki ortak tükenmeydi. Daha yakından incelenmesi gereken bir husus, hem Parkinson hem de inflamatuvar bağırsak hastalığında asetat ve bütirat [2 SCFA] sentezinde yer alan yollardaki tükenmelerdir. Bu bulgular, enflamatuar yolaklardaki ortak noktalar hakkında daha fazla diyalog kurulmasını sağlamalıdır.”
Michael S. Okun, MD
Tükenmiş bakterilerin çoğu, nörodejenerasyona karşı koruma sağladığı düşünülen bir SCFA olan bütirat üreticisidir. Daha önceki çalışmalarda, aynı araştırmacılardan bazıları dışkılarında daha yüksek düzeyde bütirat bulunan kişilerin Parkinson’a daha geç yakalandığını göstermiş ve bunun hastalığa karşı korunmaya yardımcı olabileceğini öne sürmüştü.
Fletcher, bu bakterilerin tükenmesini keşfetmenin önemli olabileceğini vurguladı:
“SCFA üreten bakteriler anti-enflamatuar faktörler salgılar ve bağırsak enflamasyonu hem IBD hem de PD’de görülür ve PD riskinin artmasıyla ilişkilidir. SCFA bakterilerinin ürettiği faktörlerden biri, genlerin epigenetik modifikasyonunu önleyen bütirattır ve bu, PH’nin hayvan modellerinde nöroproteksiyon ile ilişkilendirilmiştir.”
Bağırsak disbiyozu bir neden veya sonuç olabilir
Bu gözlemsel bir çalışma olduğu için, Parkinson hastalığı ve İBH olan kişilerin mikrobiyomlarındaki değişikliklerin hastalığa neden olup olmadığı ya da koşulların bir sonucu olup olmadığı belirlenememiştir.
Araştırmacılar, enflamasyonun, daha aşırı koşulları tolere edebilen patojenik mikropları destekleyen disbiyotik bir mikrobiyomla sonuçlanabileceğini öne sürüyor. Bununla birlikte, patojenik bakterilerin iltihaba neden olması da mümkündür.
Parkinson ve IBD için olası tedavi seçenekleri
Önceki araştırmalar, İBH’de enflamasyonla mücadele etmek için yaygın olarak kullanılan anti-TNF tedavilerinin Parkinson hastalığına yakalanma riskini azaltabileceğini ortaya koymuştur. Ancak Okun, yaptıkları çalışmanın inflamasyonun bir risk faktörü olarak rolünü desteklemesine rağmen dikkatli olunması gerektiğini vurguladı:
“Bu çalışmadan elde edilen veriler, klinisyenlerin halihazırda tanı konmuş veya risk altındaki kişileri anti-TNF tedavileriyle refleks olarak tedavi etmeleri için bir gerekçe haline gelmemelidir. Bu ilaçların riskleri var ve gelecekte klinik çalışmalar yapılabilecek olsa da henüz o noktada değiliz.”
Ancak Fletcher, benzer bir rahatsızlığı olan kişilerde ilaçların etkilerine ilişkin araştırmaların altını çizdi:
“Bu hipotez halihazırda klinik olarak test ediliyor. REM uykusu davranış bozukluğu (RBD) adı verilen bir uyku bozukluğu olan ve 10 yıl içinde PH geliştirme riski çok yüksek olan ve ayrıca PH’ye benzer şekilde bağırsak mikrobiyomu değişmiş olan kişiler, RBD’den PH’ye dönüşümlerini yavaşlatıp yavaşlatmadığını veya önleyip önlemediğini görmek için anti-TNF tedavisi ile test edilmektedir.”
Okun, etkileri büyük ölçüde kişinin bağırsak mikrobiyomuna bağlı olabileceğinden pre ve probiyotiklerin yaygın kullanımına karşı tavsiyede bulunurken, Fletcher bize sağlıklı bir diyetin yardımcı olabileceğini söyledi. Bağırsak bakterilerini faydalı bir şekilde değiştiren Akdeniz diyetinin Parkinson hastalığı riskinin azalmasıyla ilişkili olduğunu vurguladı.
“Bu çalışma, bağırsaklarda Parkinson’a yol açabilecek değişiklikleri tam olarak tespit edebilmenin ve müdahale yolları bulmanın önemini vurgulamaktadır. Sonuçlar aynı zamanda Parkinson için diyet ve takviyelerle ilgili araştırmaların önemini de göstermektedir.”
Katherine Fletcher
Kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/articles/people-with-parkinsons-or-ibd-may-be-deficient-in-similar-types-of-good-bacteria#Possible-treatment-options-for-Parkinson-s-and-IBD
