Crohn Nedir?
Crohn Hastalığı sindirim kanalının iltihaplanma ve ülserler ( yaralar) ile karekterize kronik bir hastalığıdır. Ağızdan anüse kadar barsağın herhangi bir yerini tutabilirse de en sık ince barsağın son bölümü ve kalın barsakta hastalığa neden olmaktadır. Uzun süreli, müzmin ancak tedavisi mümkün bir hastalıktır. Kimi yönleri ile Crohn hastalığına benzeyen ancak yalnızca kalın barsakta tutulum yapan ülseratif kolit ile birlikte inflamatuar ( iltihaplı ) barsak hastalıklarının önemli bir kısmını oluştururlar.
Hastalık yüksek sosyoekonomik gruplarda ve kentsel bölgelerde yaşayanlarda daha sık olarak görülür. Anne-babadan çocuğa direkt geçiş olmamakla birlikte İflamatuar barsak hastalığı ( Crohn Hastalığı ve ülseratif kolit ) olanların akrabalarında bu hastalıklardan birinin görülebilme sıklığı % 5 ile %20 arasında değişmektedir.
Crohn hastalığının nedeni bugün için hala bilinememektedir.Genetik olarak hastalığa yatkın bireylerde bilinmeyen çevresel veya mikrobik bir faktörün gastrointestinal kanalda anormal bir iltihabi yanıtı tetiklediği düşünülmektedir. Sigara içmenin romatizmal ilaç ve aspirin kullanımının, hormonal değişiklerin ve enfeksiyonların Crohn hastalığının alevlenmesine neden oldukları iyi bilinmektedir.
- Karın ağrısı
- İştahsızlık, kilo kaybı
- Halsizlik yorgunluk
- İştahsızlık ve kilo kaybı
- Kansızlık, solukluk
- Zaman zaman ateş, üşüme titreme
- Bazı hastalarda Bulantı, kusma ve şişkinlik hatta barsak tıkanmaları ve kabızlık
- Kimi hastalarda ağızda yaralar, gözde kızarıklık ve yanma eklemlerde ağrı, ciltte döküntüler ve karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluklar.
- Hastaların bir kısmında barsaklar ile diğer organlar, cilt veya makat arasında kanalların açılması (fistüller) ve buralardan akıntların gelmesi ve makatta şişlikler ve yaraların olması.
- Dönem dönem barsaklarda tıkanmalarla birlikte karın ağrısı ve kabızlık atakları
Hastalığın tanısı, hastalığın öyküsü, fizik muayene, labarotuar bulguları ve ince ve kalın barsakların görüntüleme yöntemleri yardımı ile konululabilir. Dışkı ve kanın laboratuarda değerlendirilmesi önmelidir.Kalın barsaklar ve ince barsağın son bölümü kolonoskopi adı verilen optik ve fleksibil bir aletle ayrıntılı olarak görüntülenebilir. Mide- barsak kanalı biopsi alınmasına duyarlı olmadığı için hasta hiç bir şey hissetmeden hasta bölgelerden parça alınabilir. Alınan parçaların patolojik açıdan mikroskop ile değerlendirilmesi hastalığın tanınmasını sağlar. Ayrıca ince barsağın radyolojik tetkiki, karın bölgesinin bilgisayarlı tomografisi ve manyetik reznonansı da tanıya yardımcı olan tetkiklerdir. Hastalığın bütün bulguları aynı anda görülmeyebilir. Bazen gizli kansızlığa bağlı sadece halsizlik ve yorgunluk yakınmaları yada eklemlerde şişmeler ile başlayabilir. Bazı hastalarda hastalığın ilk başlangıcı apandisit semptomlarına benzer ve tanı apandisit düşünülerek yapılan cerrahi sırasında konulur.
Crohn hastalığını tedavisi hastalığın şiddetine ve hastalığın tutulum yerine (ince barsak, kalın barsak, makat vb.) göre belirlenir .Genellikle ağızdan alınan ilaçlar ( Salozopryn EN tb,Salofalk tb, Asacol tb vb.) ve makattan verilen lavmanlar (Salofalk enema, entocort enema) ile tedaviye başlanılır. Bu ilaçların yetersiz kaldığı veya hastalığın en başından şiddetli seyrettiği olgularda tedaviye ağızdan veya damar yolu ile kortikosteroid ilaçlar (Prednol tb, Dekort tb, Prednol amp,Dekort amp vb.) eklenmektedir. Son yıllarda kullanıma giren 2 ayda bir damar yolundan yapılan infliximab (Remicade) adlı ilaç Crohn hastalığının tedavisinde önemli katkıda bulunmaktadır. İlaçla tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi tedavi gerekmektedir.
Ülseratif kolit hastalarında olduğu gibi Crohn hastalarında da herhangi özel bir diyet uygulamasının faydalı olduğu yada her hangi bir gıdanın ülseratif kolitte zararlı olduğu bilimsel olarak gösterilememiştir. Toplumda (% 5-10) sıklığında görülen süt tahammülsüzlüğü (laktoz intoleransı) zaten var olan ishale katkıda bulunabilir. Bu durumlarda süt ve süt ürünlerinden uzak durulması veya marketlerde bulunan laktazlı sütlerin tüketilmesi önerilebilir. Aspirin ve romatizma ilaçları ülseratif koliti alevlendirilebileceğinden bu ilaçların kullanımından kaçınılmalıdır. Genel olarak temiz ,dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmesi yeterlidir.
Yapılan çalışmalar, ülseratif kolit hastalığında olduğu gibi kalın barsağı etkileyen Crohn hastalığında da (Crohn koliti) hastalık başlangıcından sonraki 9-10 yıldan itibaren kalın barsak kanseri riskinin arttığını göstermiştir. Bu risk geçen zamana paralel olarak daha da artış göstermektedir. Kanser gelişmeden önce kalın barsağı döşeyen yüzeyde displazi adı verilen öncü lezyonlar gelişmektedir.Bu nedenle uzun süreli Crohn koliti öyküsü olduğunda yılda bir kez yapılan kolonoskopilk biopsilerle ile kalın barsak kanseri öncüsü lezyonların (displazi) olup olmadığının araştırılması önerilmektedir. Böylece kanser gelişmeden cerrahi müdahale yapılması mümkün olmaktadır. Bu taramalara hastalık başlangıcından sonraki 9. yılda başlanması yeterlidir.
Crohn hastalığın tedavinin amacı hastanın yakınmalarının tümüyle ortadan kaldırılması ve hastalığa bağlı olası kompklikasyonların engellenmesidir. Tedavide izlenecek yola ve kullanılacak ilaçların türüne hastalığın şiddetine göre karar verilmelidir. Hastalık aktivitesi hekim tarafından belirledikten sonra hafif hastalık varlığında yan etkisi nispeten az olan 5-ASA ( Salofalk tb, Asacol tb, Salozopriyn EN tb) preparatları ile tedaviye başlanılır.İlaçların tam dozda ve aralıksız kullanlması önemlidir.Bu ilaçların tam etkinlikleri yaklaşık 2-3 haftada ortaya çıkmaktadır. 5-ASA içeren ilaçların ciddi yan etkileri genellikle olmaz. Salozopriyn EN tb içerdeği sulfapiridin halkası nedeni ile kimi insanlarda bulantı,kusma, baş ağrısı ve döküntü gibi yakınmalara yol açabilmektedir. 5-ASA preparatları yıllardır inflamatuar barsak hastalılarında kullanılmaktadırlar. Uzun süre kullanımlarında ciddi bir yan etki bildirilmemiştir. Bu ilaçlar yeteri olmaz ise antibiotik etkilerinin yanı sıra bağışıklık sistemini düzenleyici rolleri de olduğu düşünülen Metronidazol ( Nidazol tb,Flagyl tb) ve Siprofloksasin (Cipro tb) tedaviye eklenebilir.Bu ilaçlarka tedavi genellikle 6 ayı geçmemektedir.Metronidazol ağızda metalik tat ve uzun kullanımda el ve ayaklarda uyuşmalara (nöropati) yol açabilir. Ancak bu yan etkiler ilacın kesilmesi ile ortadan kalkmaktadır.